Yarım Kalan Dövüş

Prens gözlerini açtığında eski bir depodaydı. Hızlı davranması gerekiyordu bu ttekniği iki kez kullanmak yoruvuydu ama şimdi yapıcağı şeyle kıyasalnamazdı. Bu sefer iki yumruğu ile yere vurdu ve ''Chaos Last Verision Death Wall'' dedi. Deponun dışında depoyu çevreleyen bir sürü sütün çıktı ve depo bariyerle kaplandı.

Prensin psişik enerjisi tükenmişti ama yanında her zaman buldundurduğu psişik enerji kapsülleri vardı. Bu sefer her zamanki gibi bi r tane yerine iki tyane çiğnedi ve doğruldu. Anlaşılan bu işi burda bitirecekti. Klıcından elektik dalgalrı çıkıyorudu. Psişik enerjisi full dü. Valentineye baktı ve ona ''Tüm depoyu bariyerle çevreledim ne dışarı çıkabilriz nede içeri girebilriler. Geçen seferki gibi bariyere zarar vermezsin. Bu ondanda çok daha güçlü. Final Chaos saldrım bile yok edemez. Bu işi burda sonsuza kadar bitiriceğiz Valentine.'' dedi ve hızla koşarak klıcnı savurmaya başladı.

Valentine üzerine koşan adama aldırmadan sigarasını yaktı. Onu ta kendi kulübünden buraya kadar getirmişti. Bundan pek şikayeti yok gibi de görünüyordu. Hiçbir şey yapmadan üzerine savrulan kılıçlardan kaçarak sigarasını bitirdi.
Sigarası bittiğinde bir kaç adım geriye sıçrayarak cebindeki dalga yayıcıları yere attı.

Prens Valentinenin yere attıkalrı ne bilmiyordu ama onun zararına birş ey olduğu kesindi bu yüzden geriye bir kaç adım attı ve ''Eskisi gibi hilelerle dolsun Valentnie'' dedi. Klıcını yatay şekilde savurucaktıki bir anda her şeyin döndüğünü fark etti. Tuzağa düşmüştü bu şeyler onun kulak dengesini bozuyordu hemen kurtulmalıydı ama nasıl ? İlk önce Valentineyi uzaklaştırmak için klcına enerji yükledi ve 360 derece kendi etrafında döndü. Bunu yparken gözlerini kapadı çünkü işleri karışıklaştıryorlardı ve ''Maximum Thunder Slash'' dedi. Bu saldrı nerde olduğu önemli olmadan rakibe ulaşabilciek bir saldıryıdı. Bunu yparken nerdeyse düşüyordu.

Valentine gülerek üzerine gelen saldırıyı kılıcıyla savurdu ve silahını çıkarıp üç el ateş etti. Prens oldukça savunmasız görünüyordu. Bu yüzden kendini çok zorlamayacaktı.

Gelen mermilerden biri Prensin omuzunu yaralamıştı. Bu Prensi sinirlendirmişti ve bir küfür savurmasına neden olmuştu. Prens sinirle eldiveyle yee vurdu. Aldığı güçlü bayağı yükseğe zıplamıştı ve eldivenlerinin iksinide güç vererek ''Double Chaos Shoot'' dedi. İki elindende baya büyük bir psişik enerji topu çıktı ve yere çarptı. Valentine anladğı kadarıyla bu saldrınnı menzili dışındaydı. Bu daha iyidi onla bu kdar ksıa dövüşmek istemiyordu. Saldrı yere çarpınca büyük bir gmübürtü çıktı ve kulaklarında geçici bir işitme sorunu yaptı ama dönme durmuştu. Valentinede karşısındaduruoyrdu. ''Küçük hieln artık anlamsız'' dedi ve küçük psişik enerji topları atmaya başlayıp klıcnı çekti.

Valentine onu alkışladı. "Gerçekten bazen kafanız çalışıyor, Bay Prens," dedi ve hemen ardından onun fırlattığı topları savuşturarak kılıcını tekrar çekti ve Prens'in üzerine yürüdü.
Şimdi iki kılıç birbirine çarpmıştı ve ikisi de kana susamıştı.

Pren hafice gülümsedi ve ''Kulaklarım tamamen sağır olmadı ve kafamı çok iyi kullandığımın en yiis senin bilmen lazım. Eskiden senin başını dertlerden krutaran bir kişiyidim sonuçta Küçük dostum'' dedi. Aslında Prens çok nefrett e etse Valentineden böyle bir durmda olmak istemezdi ama ypacıak bir şey yoktu.
Valentine klıcına yüklenmişti ama fizksel güçleri arasında fark vardı. Pren üstün geliyordu. Valentinenin vücudu geriye doğru eğilirken. Prens öne doğru takla attı ve ayağaının topuğu ile Valentinenin kafasına tekme atmaya çalıştı. Ardındanda klcını aşağıdan yukarıya dğru savurdu.

Valentine Prensin üstünlüğü yüzünden zor durumdaydı. O takla atarken sadece bakmakla yetinebildi ve onun attığı tekme onun yüzünü yere çaktı. Tam kılıç kendisini kesmek üzereydi ki kendi kılıcıyla onu durdurup geriye sıçradı. Onun söylediği ilk cümle bir anlığına kafasını karıştırmıştı. Geçmişte olanlar bir an gözünün önünden geçti ama bunun kendisini esir almasına izin vermeden kendini toparladı ve kılıcının kenarında biriktirdiği sesi kaşından akan kanla beraber yere sapladı. "Meleklerin Kanlı Gözyaşları," diye bağırmasıyla yerde bir çatlak oluşmaya başladı ve tam Prens'in önünde sanki bir kan borusu patlayarak onun tüm vücudunu sardı.
Bu Valentine'in tuzak saldırılarından biriydi. Kanla kaplanan vücudu görünce kılıcıyla tekrar ses enerjisi topladı ve "Meleklerin Sesi," diyerek Prense fırlattı.
Kan sayesinde bu saldırı %100 işe yarayacaktı.

Prens ne olduğunu anlamadı yine etrafı dönüyror ve iyi duyuyordu. Son anda bu karmaşanını içnideyken Vaelntinenin saldrısı gördü. Anlı kbir şeydi. Kollarını çarpı şeklinde birleştirdi ve elvenlerinden enerji çıkarmaya başladı ardından ''Chaos Barier'' dedi. Çevresini ufak bir bariyer kapaldı ama dengesiz olduğu için güçlü değildi. Gelen Meleklerin sesiyle bariyer krılmıştı kendisde geriye uçmuştu. Şansına hafif bir iki sıyrık dışında fazal bir şeyi yoktu.

Bu kan problemliydi anlaşılan Prensin üsütündeki gyisi dışında fazla bir yerine bulaşmaıştı. Üstündeki gyisiyi hemen çıkardı ve yüzündki kanı sildi. Şimdi daha iyidi. ''Guzel hareket'' diye valentineyi tebrik etti. ama ''Tabiki senin için'' diye ekledi.

Son kelimesini söyledikten sonra Prens Valentinenin yanına koştu. Tam karşısına vardığında klıcını dnegeli bir şekilde yulkarı fırlattı. Klıç havaya fırlamıştı. Prens eldvienleri aktif etti ve gard aldı. İlk önce iki tane sol direk attı. Ardıkdan sol sağ direk sol aparkat attı. En sonnudada üstünden yüzüne bir yumruk attı ve vücudunun üstüyle sekiz çizmeye başlayıp kroşe dizisine başaldı. Kroşeleri atarken klıcnın yaklaştğını fark etti ve zıpladı havada takla atarak klıcıyla dikey bir kesiş yaptı.

Valentine gelen ilk iki yumruğu savuşturmayı başarmıştı ama ardından gelen kombo saldırıyı karşılayamayıp tüm saldırıları vücudunda hissetti. Bir ara prens kendine vurmayı bırakınca onun kılıcının ıslığının duyup geriye doğru sıçradı daha sonra tek elinin üzerinde tekrar sıçradı ve bariyerlerden birinden ayaklarıyla güç alıp kılıcını dikey pozisyona getirerek Prens'e doğru fırladı. Kaşı iyice açılmıştı ve akan kan sol gözünü kapatıyordu.

Prens gelen sadlrıyı görünce etkilenmişti. İçindne gerçekten alanı iyi kullanıyor ama biraz saf diye geçirdi. Vaelntinenin sladrısı baya hızlıydı bu yüzden tamaemn kaçamk imkansızdı bu yüzden sağ koluna büyk bir çizk atmıştı. Prens bu kadar şeyle etkilencek biri değildi. Prens dönmesini bitirmedi ve 90 derece yerine 180 derce döndü dönerkende Valentinenin ensesine darbe attı ama Calentine yine dört ayağı üstüne düşmüştü çünkü hem kolnun acısından dolayı klcıına enerji verememiş ve güçlü vurammış hemde klcının ters tarafıyla vurmuştu. Bu Valentineyi sadece yere düşüp canın biraz yanmasına yol açıcaktı ama büyük ihtimalle dövüşe biliridi. Hatta Prens buna emindi.

Valentine yere düzgün bir iniş yapamayarak yerde bir kaç takla atar. Kaşından akan kan beyaz saçlarına karışmıştı. Tekrar ayağa kalktığında dizlerinde bir an derman bulamadı. Sonunda fiziksel enerjisi tükenmişti.
Yanındaki tek enerji içeceğini içti ve kutusunu eliyle ezip bir kenara fırlattı. Tekrar Prens ile karşı karşıyaydı artık bu işi bitirmenin zamanı gelmişti.
Kılıcını başının üstünde çevirmeye başladı. Belirli bir ses tabakası oluşunca onu yere sapladı ama fırlatmayarak kendi ekseni etrafında bir daire çizerek "Meleklerin Hırsı," diye bağırdı.
iki saniye sonra tam Prens'in olduğu yerde yerden fırlayan sesten yapılma dört kılıç Prensi hedefliyordu.

Prens geeln klıçları gördü. Hemen bariyer oluşturdu. Bariyere çarpıtğı an klıçlar şakınlığını gizliyemedi çok güçlüydüler. Hemen bariyerini sağlamlaştırdı. Bir patlama oluştu ve toz bulutu çıktı. Toz bulu kalktığında bir klıcın bağına dierininde karnına saplandığını görür. Şaşkınlıktan acıyı bile hissetimiyordu. Bu kaar güçlü saldrı ypamak. Valentine güçlenimşti. Şaşkınlığını attıktan somra son saldrısı yapmaya karalıydı. Bir pisşik enerji hapı aldı. Klıcından yine elektrik dalhgalrı çıkıyordu. Bu sefer ço kdaha fazalydı. Tüm psişik enerjisini elektrik enerjisine dönüştürdü ve yere klıcını sapladı. Sapladıktan sonrada ''Punishment of thunder gods'' dedi. Valentinenin çevresini elektrik küreleri aplamıştı. Sonrada hepsi etkileşime gçeip Valentineye elektrik vermee başlamöıştıı. Bu saldrı zamanla güçlenen bir saldrıydı Valentine acı çekicekti sonrdada ölücekti.

Valentine vücudunda yayılan elektriği hissedebiliyordu. Elleri ve ayakları hissizleşiyordu. Yavaş yavaş artan elektriğin şiddeti tüm vücudunda zonkluyordu. Zar zor da olsa Prense baktı ve, "Demek hala benden bu kadar nefret ediyorsun, nii-san," diyerek dizlerinin üstüne çöktü.

Pren dona kaldı. O kelime aklında yankılanıyordu. -Nii-san- Valentine küçüklüğünden beri jpaoncaya merakı oaln biriydi ve onada hep böyle seslenirdi. En sonunda kendisinide bulaştırmıştı bunu. ''Valentine-kun'' diye ağzından çıkı verdi. Bir anda güc üzerindeki kontrolü kaybetti. Elektrik topları yok oldu. Bariyer yavaşçaç çatlıyarak kırldı. Prensin gözleri kocaman açılmıştı. Hala şokun etkisindeydi. Bu şoktan sonra derin bir acı ve blincinin gitemye başaldığını hissetti. Hala gözlerini idkmiş Valentineye bakıyordu. Dizlernini üstüne çöktü tam kafası yere düşücektiki. Yere sapladığı klıcından destek aldı. Acı çeksede blincinin son ana koruyacaktı. Artık Valentineye kalmıştı tabi onunda gücü kaldığını sanmıyordu. Çekip gitse bile ölebilrid. Tek umudu garip arkadaşı olan Zeroydu. Onun algıları kuvbvetli olduğu için yola çıkmış olamsını umuyordu.

Valentine elektrik topları gidince vücudunun rahatladığını hissetti. Anlam verememişti buna ama düşünecek zaman da yoktu. Şarjöründen çıkardığı kurşunlardan birini kılıcına sürttü ve yok oldu.

Prensin blinci gidip geliyordu ama bu sırada o sesi duymuştu -Yo! İyi geceler dostum bakıyorum biraz yorgun kalmışsın- diyordu bu tanıdı kses. Normalde osla bir cevap yapıştırdı ama şuan konuşcak halii kalamamıştı. Bir an evvel iyleşmesi lazımdı. Peki sonra ne yapcıaktı. Bu kafasındaki şeyleir aşa bilciekmiydi. Kardeşi oalrak gördüğü ama bir o kadarda nefret ettiği insanı öldürüe bilciekmiydi. Tüm bu soruları düşünrken derin bir uykuya daldı ve bir an evvel iyleşmeyi umdu.